22 Kasım 2015 Pazar

Yangın Yeri

Hatırıma geldi şimdi çok güçlü bir anı şunu okuduğumda
Akşam üstü idi vardığımızda yangın yerine,Büyük alevler yoktu artık sadece korlar kalmıştı hatta gün ışığında küller yanan hiçbirşey kalmamış gibiydi.Sadece heybetli duvarlar,yıllara acılara dayanmış heybetli duvarlar vardı

Ateş yoktu sıcaklık yoktu sadece siyah taşlar,sonra usulca çöktü gece ,orada dikilip yangın yerine bakarken ,gecenin karanlığında korlar parladı hiçbirşeyin söndüğü yoktu,Tüm anılar tüm güzel şeyler tüm çocukluğum oradaydı ,o korların arasında parlıyordu ...


Bir yıkıntı her yerden yıkıntıdır,hayata başka açıdan bakamazsınız eğer gördüğünüz sadece yıkıntı ise.Ve zaman her yıkıntıyı sarıp sarmalamayı tamir edemese bile boşlukları doldurmayı bilir.Üstelik zaman öyle sessizce çalışır ki siz bunu farketmezsiniz bile ,yanan boşlukların dolduğunu ,o sizi boğan hüzün dalgasının çözüldüğünü derinlere gömüldüğünü yerini yeni umutların aldığını farketmezsiniz bile.Ve sonunda zaman işini bitirdiğinde yine korları bilirsiniz görmüşsünüzdür ama güzel şeyler koyulmuştur tüm boşluklara bir şey hariç,çocukluğunuz...



çocukluğum o rumlardan kalma taş evle yanıp kül olduğunda ben üniversitedeydim,derin yaralar hissettirmeden açılır ve kanar sürekli,zaman tamir eder mi ?
tamamen değil,
yine kanar elbet tüm yaralar fakat sizin göremeyeceğiniz kadar derine gömülmüşlerdir artık,
sonra bir gün bir cümle bir duygu sizi diplere kadar çeker yine...

Hatırlayabilmek her zaman güzeldir iyiyi de kötüyü de...

O tarihlerde karaladığım bir şeylerden...

Özlemek nedir sence?
Yokluğunu hissetmek mi?
Özlem nedir sence?
Sensizken gözlerimi her kapadığımda
     Seni görmek mi?
Yanımda olamadığında dahi
       Hep seninle olmak mı ?

Eğer özlem bu değilse,
Özlemek bu değilse;
      Ben seni hiç özlemiyorum ...
                               16/08/2002    01:09(A.M.)









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder